Ataraksiya nedir? (Ataraxia)
Ataraxia ya da ataraksi olarak bilen ataraksiya nedir?
Sanskritçe'de sükunet anlamına gelen ataraksiya en basit tanımıyla anksiyetenin zıttıdır.
Ataraksiya kaygıya, endişeye ve bütün bunları tetikleyen acıya karşı ilgisizliktir. Bu en yüce iyi diye nitelenen hiçbir heyecan ya da zihin etkisiyle uyarılmayan ruhun dinginliği ve tutkulardan arınmış olma durumudur. Aynı zamanda Budizm'de Nirvana'ya ulaşmadan önceki son noktadır.
[Resim: https://kizlarerkekler.com/images/ataraxia.jpg]
Genellikle sarsılmazlık, sakinlik, huzur ya da soğukkanlılık olarak tercüme edilen ataraxia eski yunan felsefeci Pyrrho ve ardından Epikuros ve Stoacılar tarafından, sıkıntı ve endişeden uzaklaşmanın bir yolu olarak görüldü. Ataraksiya sadece bir felsefi terim olarak değil, aynı zamanda savaşa giren askerler için ideal zihinsel durumu tanımlamak için de kullanıldı. Askerin savaşa girmeden önceki ideal zihinsel durumu sadece modern zamanın askerleri için değil, dönemin antik savaşçıları için de geçerliydi.
Ataraksiya, mutlu olma durumu değil, tıpkı helenistik filozofların yaptığı tanım gibi kaygıya karşı dingin ve sakin olma durumudur. Bu kavram aynı zamanda yaşamın doğal akışına müdahale etmemektir.
Bir önceki makalemizde de bahsettiğimiz Pyrrho'nun gemi hikayesi ataraksiyaya iyi bir örnektir:
"Bir gün Pyrrho gemide seyahat ederken çok büyük bir fırtına kopar. Yolcu arkadaşları, geminin muazzam dalgalar tarafından savrulurken fırtınada enkaza dönmesinden korkarlar. Bu durumda yolcu arkadaşları Pyrrho'nun sakin ve dingin kalmasını görürler. O sırada Pyrrho, gemide yalnız başına sakince yemeğini yiyen küçük bir domuzu işaret eder ve der ki; bilge adamın tam da böylesi bir sıkıntıdan kurtulma durumunda dingin kalması gerekir. Domuz, diğer yolcular kadar tehlike altında olsa bile "mutlu bir cehalet" içinde yemeğini yemeye devam eder. Pyrrho, kendisi dahil gemideki herkesin bu fırtınalı durumda tıpkı bir domuz kadar kontrole sahip olduğu için, bir domuz kadar sakin kalmanın akıllıca olduğunu düşünür."
Ataraksiya belirsizliğe veya tehlikeye maruz kaldığınızda geliştirilebilecek bir zihin durumudur. Buna ulaşmak için Pyrrhonist bir tavırla epochenin elde edilmesi gereklidir. (Epoche yani yargıyı askıya almak ile ilgili yazımızı buradan okuyabilirsiniz.)
Yaşamımız daima belirsizliklerle doludur. Şu an olmasa bile ileride olacaktır. Kişinin ileride sahip olacağı belirsizlikleri düşünmesi belki Stoacı bir tavırla onu o anki duruma alıştırabilir. Fakat bir çözüm olmadan kişinin bunları "devamlı" düşünmesi, kişiyi kaygıya sürükler. Bu kaygı, içinden çıkarılamaz bir hal aldığında anksiyete gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bu durumda yapılması gereken şey tüm bunları devamlı düşünmemizi sağlayan ve olanları tetikleyen bu düşünce akımını durdurmaktır. Hayatın mutluluklar ve acılarla bir bütün olduğunu kavradığımızda Epikürcü ve Hedonist yaklaşımla hazza, Stoacı yaklaşımla mutluluğa, Pyrrhonist yaklaşımla kuşkucu yönümüzü kullanarak huzura ulaşacağız. Bu da ancak ataraxia ile mümkündür.
Sanskritçe'de sükunet anlamına gelen ataraksiya en basit tanımıyla anksiyetenin zıttıdır.
Ataraksiya kaygıya, endişeye ve bütün bunları tetikleyen acıya karşı ilgisizliktir. Bu en yüce iyi diye nitelenen hiçbir heyecan ya da zihin etkisiyle uyarılmayan ruhun dinginliği ve tutkulardan arınmış olma durumudur. Aynı zamanda Budizm'de Nirvana'ya ulaşmadan önceki son noktadır.
[Resim: https://kizlarerkekler.com/images/ataraxia.jpg]
Genellikle sarsılmazlık, sakinlik, huzur ya da soğukkanlılık olarak tercüme edilen ataraxia eski yunan felsefeci Pyrrho ve ardından Epikuros ve Stoacılar tarafından, sıkıntı ve endişeden uzaklaşmanın bir yolu olarak görüldü. Ataraksiya sadece bir felsefi terim olarak değil, aynı zamanda savaşa giren askerler için ideal zihinsel durumu tanımlamak için de kullanıldı. Askerin savaşa girmeden önceki ideal zihinsel durumu sadece modern zamanın askerleri için değil, dönemin antik savaşçıları için de geçerliydi.
Ataraksiya, mutlu olma durumu değil, tıpkı helenistik filozofların yaptığı tanım gibi kaygıya karşı dingin ve sakin olma durumudur. Bu kavram aynı zamanda yaşamın doğal akışına müdahale etmemektir.
Bir önceki makalemizde de bahsettiğimiz Pyrrho'nun gemi hikayesi ataraksiyaya iyi bir örnektir:
"Bir gün Pyrrho gemide seyahat ederken çok büyük bir fırtına kopar. Yolcu arkadaşları, geminin muazzam dalgalar tarafından savrulurken fırtınada enkaza dönmesinden korkarlar. Bu durumda yolcu arkadaşları Pyrrho'nun sakin ve dingin kalmasını görürler. O sırada Pyrrho, gemide yalnız başına sakince yemeğini yiyen küçük bir domuzu işaret eder ve der ki; bilge adamın tam da böylesi bir sıkıntıdan kurtulma durumunda dingin kalması gerekir. Domuz, diğer yolcular kadar tehlike altında olsa bile "mutlu bir cehalet" içinde yemeğini yemeye devam eder. Pyrrho, kendisi dahil gemideki herkesin bu fırtınalı durumda tıpkı bir domuz kadar kontrole sahip olduğu için, bir domuz kadar sakin kalmanın akıllıca olduğunu düşünür."
Ataraksiya belirsizliğe veya tehlikeye maruz kaldığınızda geliştirilebilecek bir zihin durumudur. Buna ulaşmak için Pyrrhonist bir tavırla epochenin elde edilmesi gereklidir. (Epoche yani yargıyı askıya almak ile ilgili yazımızı buradan okuyabilirsiniz.)
Yaşamımız daima belirsizliklerle doludur. Şu an olmasa bile ileride olacaktır. Kişinin ileride sahip olacağı belirsizlikleri düşünmesi belki Stoacı bir tavırla onu o anki duruma alıştırabilir. Fakat bir çözüm olmadan kişinin bunları "devamlı" düşünmesi, kişiyi kaygıya sürükler. Bu kaygı, içinden çıkarılamaz bir hal aldığında anksiyete gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bu durumda yapılması gereken şey tüm bunları devamlı düşünmemizi sağlayan ve olanları tetikleyen bu düşünce akımını durdurmaktır. Hayatın mutluluklar ve acılarla bir bütün olduğunu kavradığımızda Epikürcü ve Hedonist yaklaşımla hazza, Stoacı yaklaşımla mutluluğa, Pyrrhonist yaklaşımla kuşkucu yönümüzü kullanarak huzura ulaşacağız. Bu da ancak ataraxia ile mümkündür.
Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi